yazdıklarının ne işe
yaradığını soran biriyim,
bu blogla ilgili bu soruyu
sorduğumda internetin bana düşen küçük köşesi
genelde sınıfta kalıyo,
o yüzden borç öder
gibi,
son kenneth clark yazısını
tamamlamak için
yazıyorum bu yazıyı...
peter ackroyd.
'r' leri söyleyemeyen,
şişko, komik suratlı ve biraz fazla kendine güvenli
60 yaşlarında bi adam.
britanyanın tarihini
iştahla öğrenirken daha önce de denk gelmiştim bu sefer
tamam dedim.
'the romantics'i
seyrettim 3 bölümlük harika harika bi belgesel
percy shelly'i (karısı
18 yaşında frankenstein ı yazmıştı),
kadersiz keats'i ( 26
yaşında ölümcül tüberküloz'a yakalandığında ölümsüzlüğün
sanat tarihine geçmek ile
mümkün olabileceğini düşünmüş, başaramadığından emin bi
şekilde mezar taşına ismini suya yazan şair yazdırmış, ne
kadar yanılmış..)
ve
bildiğimiz anlamda ilk
pop yıldızı lord byron'ı
şu belgeselde seyretse
victoria dönemi vampirlerinin peşinden koşan genç kızlar
eminim aşk hayatlarına
yeni bişiler sokarlar..
bbc nin prodüksyonuna
belgeselin metnine, canlandırmalara, anlatılan konuyu ele
alışlarına hayran kaldım..
sonra peter ackroyd'un
peşine düştüm,
londranın thames nehrini
anlattığı kitabını okuyorum..
kitabı okurken bi yandan
da saçlarını okşayabileceğiniz biri uyuyosa yanınızda
ölümü ve keats i bile
unutabilirsiniz bi süreliğine
niye kendine güvendiğini
anlamak zor diil benim için
r leri söyleyemeyen şişko
peter'ın,
insanları görünüşlerine
göre değerlendirmek çok yanlış..
BBC4 yapımı başka harika
belgeseller de seyrettim;
dr. janina ramirez i anglo
saxon sanatını anlatırken seyrettim,
hafif balık etli kocaman
gözlü çok tatlı bi kız, birinin evinde kolundan tutup öpüceğiniz
ve bi ihtimal sizi geri
öpücek gerçek bi komşu kızı, özellikle türk izleyicinin
hoşuna gider diye tahmin ediyorum
dr.lucy worsley benim
gerçek favorim, küçük sarışın..
prens george'un regency
dönemini
ve ingiliz ev hayatını
anlatırken seyrettim, o da r leri söyleyemiyo
anlattığı dönemin
kostümlerini giyerek anlatıyo tarihi,
facebook sayfasına cinsel içerikli mesajlar atan birinin adına
diğer 'takipçilerinden' özür dileyişini sayfasında
okuyabilirsiniz,
bu ara o kadar çok
britanya okudum ki, incelikle bağdaştıramıyorum artık
ingilizleri,
ama lucy, gerçekten
ince... gerçekten öyle en fazla 45 kilo..
son olarak da braveheart
hayranlarına neil oliver ı tavsiye ederim,
uzun saçlı gerçek iskoç erkeği,
eger ingilizce biliyosanız
bi parça
ve vaktiniz varsa
BBC4'ü şiddetle tavsiye
ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder