10 Ağustos 2012 Cuma

caner eler





bi ozelligin bi insani anlatabilecegine duyulan inanç, istemeden kalp kirmanin kolay yolu..

bazen bi ozelligimiz diger ozelliklerimizi geride birakip altin madalya aliyo sonra baska hicbi ozelligimiz yokmus  gibi davraniliyo bize...


evrimsel bi ozellik heralde bu, karsimizdaki insanla ilgili 
cok onemli cinsel - sosyal kararlari ilk bikac snyede aliyoruz, o kadar ki dusunmeden aldigimiz kararin etkisi yillarca surebiliyo.. ilk goruste ask diyip yuceltiyoruz bi de

bunun sebebi sadece  tür olarak yüzeysel olmamiz diil, cok ama cok kalabalik olmamiz belki de 

(6,5 milyar fil oldugunu dusunsenize,
boceklerle rakibiz, kaplanlarla diil: )

kalabaligiz ve 
herkes icin vaktimiz yok.


caner eler i ilk kez ntvsporun taraftar programinda gordum,  sarisin uzun boylu cirkin disli.. tipin teki iste.. 
ulusal kanallara cikan, buyuk gazetelerde yazanlara bastan kılım zaten
( tamamen kiskanclik olmadigini umarim bu durumun)

trtden olimpiyat seyredemicegimi anlayinca kalici olarak eurosporta gectim, ancak o zaman caner eler e hakkettigi zamani vermis oldum, her bir sporcunun hikayesi tertemiz bi dunya gorusuyle bu kadar guzel anlatilir, hic bilmedigim sporlarin uzmani oldum sayesinde..  hangi hikayeyi yazicagimi sasirdim, olimpiyat bi tiyatro festivali imis.. sayesinde seyrediyorum

( buyuk gazeteler icin yazanlar karilarin kici fazla kasli, s.kilmez bunlar fln yaziyo bu memlekette, caner gibi sunucu bulunca kanali degistiremedim)

ben ilk goruste asik oldugum kizlarin pesinden uzun mesafe kosarken caner kanserle bogusuyomus, sehvetle anlattigi geri donus hikayelerinde oldugu gibi bacaginin kesilmesine karsi mucadele veren bi basketbolcuymus..

yine de onun ilk ozelligi kanser savascisi olmasi diil,
memlekette kanser yaygin,  isini iyi yapmaksa cok nadir..

illa bir tek ozellikle degerlendiriceksek caner eler i, bu kanser olmamali..

yine isini iyi yapan bi cocuk; servet, altin madalya alinca spiker kabinini sallayan, cilginca bagiran, milli kompleksimizi yuzume vurup altina sevinmemi engelleyen trt spikerlerini dinledikce daha iyi anliyorum bunu..



eurosportun ingiliz spikeri, suriyeli halterci agirligin altinda titrerken, baksaniza mayosuna SYR harflerini kalemle kendi yazmis,
ne imkansizliklarla bogusarak gelmis londraya..
kendisine, ailesine, sevdiklerine en iyi dileklerimi sunarim derken her ne kadar aglicak gibi olsam da *
-cok nadiren biseyin turkcesi daha iyi oluyo-
o yuzden
ben bu olimpiyatlari turkce seyrediyorum.





ps : dun gece sabaha kadar caner elerin yayinda tavsiye ettigi kitabi okudum;
running with the kenyans

soruyorum kendime eger bigun david rudisha ile tanisicak olsam,
 gelmis gecmis en buyuk atletlerden biriyle konusurken bile mosmor simsiyah tenine, bembeyaz dislerine istemeden gozumu dikip kalbini kirar miyim diye

bariz olani goremiyoruz
rudishanin hangi ozelligi daha baskin acaba.. .



* y.aytug erkeklik ölüyo derdi heralde beni tanisa : )